Yazımıza başlamadan önce eşeyli üreyen canlılarda genlerin arasındanasıl yeni kombinasyonlar olduğunu öğrenelim;
Krossing Over: Mayoz sırasında kromozomların birbirinden bağımsız olarak ayrılmasının bir sonucu olarak, iki ebeveynimizden kalıtım yoluyla aldığımız kromozomların çok fazla ve farklı kombinasyonlarda olmasına sebep olmaktadır.
Rastgele Döllenme: Döllenmenin rastgele olma özelliği, mayozdan gelen kalıtsal varyasyonlara katkı yapar. İnsanda her erkek ya da dişi gamet kromozomların bağımsız ayrılmasına uygun olarak gelişen yaklaşık 8.4 milyon olası kromozom kombinasyonundan birini temsil etmektedir. Döllenme sırasında erkek gamet ve dişi gametin birleşmesi, yaklaşık olarak 70 trilyon diploid kombinasyondan herhangi birine sahip bir zigot meydana getirecektir. Bir de bu olaya Krossing Over' ı eklersek ortaya gerçekten astronomik sayılar çıkar.
Eşeyli üreyen bir popülasyonlardaki canlılar arasında nasıl yeni kombinasyonların ortaya çıktığını öğrendik; şimdi popülasyondaki genetik varyasyonların evrimle ilişkisine bakalım. Darwin, bir popülasyonun değişik üyelerinin üreme başarısındaki farklılık nedeniyle popülasyonun evrimleştiğini kabul etti. Ortalama olarak bir ortama en fazla uyum sağlayan bireyler en fazla sayıda yavru verir ve bu sayede genlerini aktarır. Böylece doğal seçilim adını verdiğimiz olay çevreye diğerlerinden daha iyi uyum sağlamış türlerin birikmesiyle sonuçlanır. Çevre değiştiğinde popülasyonun üyelerinden bazıları bu koşullara etkin bir şekilde başarılı olabilirse, popülasyon varlığını sürdürebilir. Mutasyonlar farklı alellerin en önemli kaynaklarıdır. Daha sonra bu aleller mayoz sırasında karıştırılır ve eşleştirilir. Alellerin yeni ve farklı kombinasyonları öncekilerden daha iyi çalışabilir. Eşeyli üremenin genetik çeşitlilik oluşturma yeteneği bu sürecin evrimsel devamlılığı için en önemli açıklamalardan biridir.
Diğer taraftan, değişmeyen bir çevrede, eşeysiz üreme daha iyi sonuçlar doğurabilir. Çünkü eşeysiz üreme sabittir; Krossing Over olayı olmadığı için ortama uygun olan aleller değişmez ve böylece başarılı kombinasyonların devamlılığını garantiler. Ayrıca eşeysiz üreme organizmaya daha az maliyetlidir.
Görünürdeki dezavantajlara rağmen eşeysiz üreme şimdiye dek bildiğimiz hayvanlar arasında neredeyse evrensel olarak görülmektedir. Birkaç tür alışılmadık koşullar altında üreyebilmelerine karşın, sürekli eşeysiz üreyen hayvanlar oldukça nadirdir. Şimdiye dek tespit edilmiş en iyi örnek mikroskobik bir hayvan grubu olan bdelloid rotiferdir. 400 civarında tür içeren bu grup, çok çeşitli ortamlarda yaşam sürer. Bu hayvanlar akarsularda, göllerin taban kısımlarında, gölcüklerde, likenlerde, ağaç kabuklarında, çürüyen bitki kalıntıları arasında yaşarlar. Son zamanlarda yapılan çalışmalar, bu hayvanların sadece eşeysiz çoğaldığını ilişkin inandırıcı kanıtlar sağlamıştır.
Bdelloid rotiferler ile yapılan çalışmalarda, biyologlar, bu organizmalarda genetik çeşitliliği arttıran başka mekanzimalar buldu. Örneğin, onlar, uzun süre kuruyabilen ortamlarda yaşarlar; bu sürede canlılıklarını geçici olarak durdururlar. Bu durumda bu hayvanların hücre zarının bazı yerleri çatlar ve bu çatlaklar, diğer rotiferlerden ve hatta başka türlerden gelen DNA' nın hücre içine girmesine izin verir. Kanıtlar, bu DNA' nın rotiferin genomuna katılabildiği ve genetik varyasyonun evrimsel avantaj olduğu ve genetik çeşitlilikte artışa neden olan olduğunu göstermektedir.
Bir bütün olarak ele alındığında, bu çalışmalar, genetik varyasyonun evrimsel avantaj olduğu ve genetik varyasyon yaratan farklı bir mekanizmanın bdelloid rotiferlerde ortaya çıkmış olduğu fikrini desteklemektedir.
YAZAR: Melih Ufuk UYAR